Reçelle hiç aram yok, hatta kahvaltıda yalnızsam sofraya reçel getirmek aklıma bile gelmez. Ama nedense yapmayı çok seviyorum :) Kaynarken eve yayılan koku mutluluk veriyor. Zaten çok büyük miktarlarda yapmıyorum. Yarım kilo çilek, yarım kilo vişne derken biraz ondan biraz ondan kışı geçirecek kadar reçel oluyor.
Geçen hafta pazara çıkınca yine kendimi kaybettim, 1,5 kilo vişne almışım. Eve gittim baktım koca bir torba vişne. Bir kaç gün dursa bozulur. Başladım çekirdek ayıklamaya, zaten en zor kısmı o. Ben pazardan plastik bir alet almıştım, pıt pıt çıkardım. Gece neredeyse 11 e geliyordu saat, attım tencereye 21 dakika sonunda kavanozlara doldurdum, yatmadan önce de hoop dolaba. Vişnelerin bir kısmını da ayırdım, vişne suyu yapıcam.
Sevgili Hilal'den öğrendiğim 21 dakika yöntemi dışında hiç bir şekilde reçel yapmıyorum, çünkü bu şekilde dört dörtlük oluyor hem kıvamı, hem rengi, hem tadı. Yani macera aramaya gerek yok :) Zaten bu yöntem olmasa muhtemelen reçel yapmakla uğraşmazdım. Zaten sevmiyorum, bir de yok geceden şekere bas sonra uzun uzun kaynat kıvamına bak falan filan hiç benlik değil.
Neyse diyeceğim o ki, hazır vişne mevsimi gelmişken alın bir kilo, reçel yapın. Ben vişneye bire bir koydum şekeri, siz tatlı seviyorsanız bir tık artırabilirsiniz. Ben çok tatlı sevmediğim için güzel geldi.
O zaman 21 dakikada vişne reçeli tarifimiz gelsin bakalım;
Özge'nin Oltası'na hoşgeldiniz... Pratik ve sonucu garantili tarifler arıyorsanız doğru yerdesiniz. Tariflerin yanında okuduğum kitapları, izlediğim filmleri kısaca hayat denizinde oltama takılan herşeyi paylaşıyorum. Umarım siz de seversiniz.
Post Comment
Yorum Gönder