Geçtiğimiz haftasonu eşim marketten dönüşte yufka almış, akşamüstü acıkınca gözleme falan yaparız diye. Geçenlerde baktım ki yufkaların 2 tanesini unutmıuşuz duruyor dolapta. Dedim ki şöyle beni yormayacak kolay bir börek yapayım, çalışırken insan acıkıyor öğleden sonra pişirip yerim çayla.
Instagramda 2 gün önce sevgili Gülen'in (@mutfaktamimarvar) paylaştığı ıspanaklı börekler gözümün önüne geldi. Çok severim ıspanaklı böreği, diyorsunuz ki ıspanaklı böreğin nesi kolay, ıspanağı yıkamak 2 saat sürecek :) Evet haklısınız ama ben dondurucuya soğanla kavrulmuş ıspanak atmıştım ve bir gün onu börek için kullanmayı düşünüyordum. Sabahtan çıkartıp tezgaha koydum çözülsün diye. Öğlen çözülünce içine kahvaltıdan kalan ufalanmış peynirlerden ekledim. İçi hazır oldu bile.
Home-office günleri başladığından beri, hafta içi Gökçe'ye günaydın dedikten sonra ardından şu soru geliyor, "Kahvaltıda ne yiyeceksin" :) Cevaplar sınırlı aslında, pankek, krep, patatesli omlet, haşlanmış yumurta, yağda yumurta ve tabii ki hamur kızartması. Hangisini seçeceği önemli, çünkü hazırlık yapmak gerekliyse planlamam lazım. Malum bir yandan da çalışıyorum.
Geçenlerde hamur kızartması istediğinde tabii ki mayalı hamura vaktim olmadığı için mayasız pişi yapmam gerekti. Benim daha önce verdiğim tarifim de çok güzeldi, o karbonatlı bir tarif. Bu sefer kabartma tozlu olsun dedim. Aynı tarifi kabartma tozuyla yapabilirdim, ama neden farklı bir şey denemeyeyim ki di mi :) Bu sefer sevgili @mutfaksirlari Nilay'da görüp kaydettiğim kabartma tozlu pişi tarifini denedim. Gökce de ben de bayıldık. Ölçüleri de tam 2-3 kişiye yetecek şekilde olduğu için çok hoşuma gitti.
Size yine çok pratik ve de aşırı lezzetli bir poğaça tarifi ile geldim. Poğaça deyince yumuşak bir şey geliyor aklınıza ama bu öyle değil dışı sert içi yumuşak bir poğaça. Zeytin, peynir, baharatlar, evde ne varsa koyuyoruz. Fırından çıkınca yemeye doyamıyorsunuz.
Bunu ilk kez arkadaşım Naile'de yedim. Henüz hayatımıza Corona belasının girmediği o güzel günlerden birinde. Çoğu C.tesi olduğu gibi bir araya gelmiş, çocuklar oynarken biz de çay sohbeti yapıyorduk. Naile çayın yanına zeytinli poğaçalar yapmıştı, şekilsiz bir halleri vardı ama ısırınca lezzetine hayran kaldım. Ve kaç tane yediğimi sayamadım :)
Yılın en sevdiğim ayı geldi. Aralık demek bol bol kurabiye pişirmek demek. Zencefilli, tarçınlı mis kokular gelmeli mutfaklardan :) Kırmızılar, pırıltılar, ışıklar kaplamalı etrafı :) Ahh ah şu pandemi olmasaydı da yine süslenmiş sokaklarda gezip ışıl ışıl vitrinlerin tadını çıkarsaydık. Kahve dükkanlarındaki o kışa özel aromalı kahvelerden içerek içimizi ısıtsaydık. Ne yapalım elden bir şey gelmiyor, sağlık için dua edip bir an önce bu korkunç dönemi atlatmayı dilemekten başka yapacak bir şey yok.
2020 lanetle hatırlanacak korkunç bir yıl oldu hepimiz için, çok kayıplar verdik hem corona hem deprem yüzünden. İşte bu yüzden Aralık'ta biraz mutluluğa ihtiyacımız var. Evdeki minikler de çok bunaldılar. Bir yandan sosyal hayatları sıfırlandı, arkadaşlarını özlüyorlar, bir yandan ekran karşısından ders yapmaya uğraşıyorlar. O yüzden yılbaşı heyecanı hepimize iyi gelecek.
Mantar çorbasını çok severim ama Gökçe'nin yemediği nadir çorbalardan biri olunca pek de sık yapamıyorum. Geçenlerde bir avuç mantar kalmıştı, kendim için yaptım yedim. Yemeden önce de fotoğraf çektim :)
Normalde kremalı mantar çorbası denince içine krema koymak gerekli diye düşünüyoruz ama krema son zamanlarda epey maliyetli bir ürün oldu :) Yarısını çorbaya koysak yarısı ziyan olacak falan, onun yerine un kavurup süt ekleyerek yapınca kremaya yakın bir lezzet çıkıyor ortaya. Zaten mantar çorbasını süt ve su karışımıyla yapınca çok lezzetli oluyor.
Uzun zamandır biscotti yapmak istiyordum, bugün yarın derken erteleyip duruyordum. 2 hafta önce yine home-office çalışma düzenine döndük. İşte tam zamanı dedim, yapıp kavanoza koyayım da akşamüstleri kahvemin yanında iyi gider. Uzun süre bayatlamadan kalması en güzel yanlarından biri.
5 yıl önce yapmıştım biscotti, bu sefer aynı tarifi biraz değiştirerek tahinli cevizli yaptım. Çok da lezzetli oldu. Biscotti'nin kelime anlamı iki kere pişmiş demekmiş. İtalyan'ların meşhur bisküvisi cantuccini de Amerika'da biscotti olarak adlandırılmış. Aslında biscotti dediğimiz bu kıtır kurabiyeler İtalyan'ların cantuccini dediği bisküvi yani. Ama biz yine de biscotti demeye devam edelim, Amerika gibi Türkiye'de de daha çok bu isimle biliniyor :)
Bugün harika bir ekmek tarifi vericem size. Bir kez yaparsanız, sonrasında da sürekli yapacağınıza eminim. Çünkü gerçekten hem kolay hem de yemeye doyamayacağınız bir ekmek oluyor.
Tarifin adına bakıp çek kopar ekmek de nedir diyorsanız açıklayayım, Amerika'lıların pull apart bread teriminin bizdeki en uygun karşılığı çek kopar ekmektir diye düşündüm. Neden böyle deniyor? Çünkü bu ekmek minik minik toplar halinde kalıba konuyor ve piştikten sonra koparınca poğaça gibi lokmalık şekilde ayrılıyor. Elinizle kopararak yiyorsunuz.
Uzun zamandır canım tiramisu yapmak istiyordu, hatta geçenlerde hazır savioardi (kedidili) bisküvi alıp kenara koydum yaparım diye. Tabii ki daha önce tarifini verdiğim Sicilya usulü tiramisu tarifiyle yapmaktı niyetim. Ama ne zaman niyetlensem üşendim erteledim. Bir kere bu tarif labneyle yapıldığında tutmuyordu, ya mascarpone olacaktı ya da benim yaptığım gibi kaymakla labneyi birlikte kullanacaktınız. Falan filan derken ben sürekli erteledim tiramisu işini.
Derken instagramda sevgili Gülen'in (@Mutfaktamimarvar) muhallebili yalancı tiramisu tarifi çıktı karşıma. Her zamanki gibi şahane de fotoğraflamış, dedim en iyisi ben bunu deneyeyim. Nasılsa blogda orjinal tiramisu tarifi var, bir tane de pratik bir tarif olsun. Kalkıp yaptım, gerçekten şahane oldu. Evet orjinal tiramisunun o köpük gibi hafifliği yok ama bu haliyle de çok güzel bir kahveli tatlı oluyor bence. Diğerine üşenenler için çok çok lezzetli ve de pratik bir alternatif.
Geçenlerde kandil diye irmik helvası kavurdum ama tabii ki foto çek tarif yaz derken, araya giren İzmir Depremi ile de moraller sıfırlanınca ancak bugüne kısmet oldu yayınlaması. Olsun dedim ben yayınlayayım da sonraki kandile hazır olsun tarif. Hem ne olacak ki ille kandil mi olması lazım yapmak için, canınız çekerse kalkıp kavuruverirsiniz, afiyetle yersiniz.
Ben ilk defa yaptım, tabii ki tarifini annemin Bereketli Olsun kitabından aldım. Arada o kitaptan tarifler paylaşıyorum. Hepsi de harika oluyor. Böyle klasik reçeteler için ilk başvuru kaynağım kendisi. Zaten anneme sordum irmik helvasını nasıl yapıyorsun diye, Bereketli Olsun'dan yapıyorum dedi :)
Aslında bu tarif, sürekli takipçilerim için yeni bir tarif sayılmaz. 6 yıl önceki Balkabaklı Bol Baharatlı Kek tarifimin biraz toparlanmış ve yeniden fotoğraflanmış hali :)
Haftasonu evdeki balkabaklarımı püre haline getirince, şu nefis balkabaklı keki yapayım da fotoğraflarını güncelleyeyim dedim. Sonra baktım ki o ilk tarifte verdiğim ölçülerle çok büyük bir kek yapılıyor ve ben her seferinde yarım ölçü yapmak için kendimi hesaplamalar yaparken buluyorum :)
Geçen hafta instagramda balkabaklı tarifler paylaşınca, bir arkadaşım balkabaklı çorba tarifiniz var mı diye sordu. Dedim ki blogda eskilerde bir tarifim var ama fotoğrafı o kadar kötü ki instagramda paylaşamıyorum :))
Haftasonu baktım ki bir bardak kadar balkabağı pürem var, dedim çorba yapıp fotoğraf çekeyim. Eski tarifime göre yapacaktım ama bu sefer farklı bir şey denemek istedim. Umduğumdan da lezzetli oldu.
Klasik omletlerden sıkılanlar için, bugün kendime hazırlayıp afiyetle yediğim füme etli mantarlı omleti tavsiye ederim.
Aslında omlet yapmak tarif gerektiren bir şey değil ama fikir vermek için paylaşmak istedim. Siz malzemeleri değiştirerek daha farklı tatlar elde edebilirsiniz. Füme etiniz yoksa pastırma kullanabilirsiniz mesela, o da yoksa salam da olur :)
Ama ben füme etin o isli tadını çok seviyorum. Mantarla da birbirlerine çok yakışıyorlar. Üzerine de biraz maydanoz koyup eski kaşar rendeleyince sonuç muhteşem oldu.
Geçen gün yemek fotoğrafları klasörümü karıştırırken karşıma bu pırasalı börek fotoğrafları çıktı. Çekip yayınlamadığım bir tarif bulunca nasıl seviniyorum bilseniz :) Neden yayınlamadığımı da hatırladım, ben bunları dondurucudaki pırasalarımla, yazın yapmıştım. Pırasa mevsimi gelince yayınlarım diye koymuştum kenara. Sonra varlığını bile unuttum. Böyle birden karşıma çıkınca, üstelik tam da pırasa mevsimi gelmişken, güzel oldu.
Sizi bilmem ama ben börek söz konusu olunca çıtır böreği tercih ediyorum. Yumuşak olana da hayır diyemem asla da çıtır çıtır olunca bir başka oluyor. İşte bunlar tam öyle. Pırasalı iç harcına biraz havuç rendeledim hem renk hem lezzet kattı. İstediğiniz baharatları da ekleyebilirsiniz, acı seviyorsanız mesela hafif pul biber, ya da karabiber v.s. Ben hiçbirini sevmediğim için eklemedim :)
Bugün vereceğim tarif sıradan bir erikli kek tarifi değil. New York Times'ın ünlü Plum Torte'si: ) Amerika'nın en bilinen reçetelerinden biri. Tarif ilk kez 1960 yılında Lois Levine ve Marian Burros'un çıkardıkları yemek kitabında yer almış, 1983'de Marian Burros, tarifi NY Times'a taşıyınca, tarihe Marian Burros'un Plum Torte'si olarak geçmiş. 1995 yılına kadar her sene erik mevsiminde NY Times'ta yayınlanmış ve milyonlarca kişi tarafından denenmiş.
Ben de dolaptaki 8-9 eriği değerlendirmek için erikli tarif ararken karşılaştım kendisiyle. Baktım ki malzemeler evde var, yapması kolay, bu kadar ünlüyse lezzeti de iyidir dedim. Gerçekten de iyi ki denemişim dediğim bir tarif oldu. Hatta bundan sonra da sıklıkla denenecekler listesine girdi. Erikler bitmeden bir kez daha yaparım mutlaka. Sonrasında da farklı meyvelerle denenebilir.
Çok uzun zamandır denemek istediğim bir şeydi galette. Galette de nedir diyorsanız, Fransız mutfağından tart türevi bir hamur işi diyebiliriz. Tatlısı da oluyor tuzlusu da. Ama sıklıkla karşımıza meyveli galetteler çıkıyor.
En güzel yanı tart kalıbına falan ihtiyaç yok, öyle kenarları düzgün olsun, tart kalıbına koyup üstünde ağırlıkla önceden pişireyim falan derdi de yok, hamuru açıp, malzemeyi koyup, kenarını kıvırıyorsun oluyor.
Bizim evde haftada en az 2 kez pankek pişer. Çok sevdiğimden değil, Gökçe kahvaltıda illa ki pankek ya da krep yemek istediğinden :) Ve ben o kadar bıktım ki neredeyse bir tane bile yemiyorum artık. Normalde pankek reçelle, çikolayla falan yenir, tatlıyla aram olmadığından bana pek cazip gelmiyor.
Bu haftasonu yine Gökçe'ye pankek yaparken aklıma geldi, yarısını ayırıp kendime de tuzlu pankek yaptım :) Tam benlik oldular. Yanında domates ve çayla bir güzel yedim.
Biraz farklı bir waffle tarifi vericem bugün size. Yazın başlarında sevgili Meral Kaçamer instagramda kıtır waffle tarifi paylaştığında, işte dedim tam aradığım tarif. Çünkü üzerine sos koyduğunuzda isos yüzünden yumuşayıp süngere dönmeyecek bir waffle istiyordum. Benim her zaman yaptığım tarifle de çok lezzetli oluyor ama biraz daha yumuşak bir waffle çıkıyor ortaya.
Meral paylaşınca hemen kaydettim, pandemi dönemiydi ve hepimiz evdeydik, zaten iş dışında günümüz mutfakta geçiyordu, ekmekten, pideye denemediğimiz şey kalmamıştı. Kıtır waffle da ertesi gün denendi. Benden geçer not aldı, gerçekten kıtır kıtır bir şey oldu.
Bütün yaz yedik içtik, kiloları aldık. Biraz da hafif tatlı tarifleri verelim di mi:)) Aslında pek aklıma gelmezdi chia pudding yapmak ama geçenlerde evdeki yemek dergilerini karıştırıp işe yarayan tarif sayfalarını koparıp geri kalanını atarak temizlik yapıyordum. Sofra dergisinde meyveli chia puding tarifi gördüm. Dondurucuda da böğürtlen vardı. Hemen kalkıp yaptım.
Makarnaya hak ettiği değeri vererek lezzeti iliklerinize kadar hissedebilmeniz için çeşitli makarna sosları yardımınıza koşuyor. Birbirinden enfes, lezzetli hazır makarna sosları ile hayalinizdeki makarna tadına ulaşamamak içten bile değil. Bu noktada da doğal ve muhteşem lezzete sahip hazır makarna soslarını bulmak ve kullanmak işin püf noktalarından. Seçeceğiniz hazır ürünlerin işlenişinden ambalajlanmasına kadar her noktasına dikkat etmelisiniz. Doğal ve organik ürünlerden yana yapmalısınız tercihinizi. Tamamen özgün ve lezzetli Jr. Sous Chef hazır makarna sosları ile pratik ve sağlıklı makarnaları servis etmek mümkün! Sevdikleriniz ve kendiniz için makarnalarınızı Jr. Sous Chef'in özel ve %100 doğal ve organik makarna sosları ile hazırlayabilir; damağınızda oluşan lezzet hazzını doruklarınıza kadar hissedebilirsiniz. Peki, bu kadar sos arasından hangisini, nerelerde tercih etmeliyim? Bu soslar nelerdir? Gelin, birlikte çeşitli hazır makarna soslarını inceleyelim.
En yakın arkadaşlarımdan biri hemen karşı apartmanımda oturuyor ve ikimizin de eşleri C.tesi çalışıyor, kızlarımız da birbirinin en yakın arkadaşı olunca biz genelde, başka planlarımız yoksa C.tesi günleri kahvaltıyla başlayıp beş çayıyla devam ediyoruz. Bu haftasonu da, pandemi, tatil, bayram derken uzun aradan sonra böyle bir gün geçirdik.
Kahvaltıyı edip, kahvelerimizi içtikten sonra akşamüstü ne yapsak çayın yanına diye düşünmeye başladık. Bir börekle semizotu salatası, kızlara da çikolatalı ıslak kek yapmaya karar verdik.
Geçen gün dondurucuda görüp aa ıspanak varmış burada diyerek sevindiğim ıspanaklar geldi aklıma. Soğan kavurup, yıkanmış doğranmış ıspanağı da koydum üstüne biraz da baharatla pişirdim. Sonra dolaptaki Pınar Labne'lere ilişti gözüm. Harcına ekleyiverdim hem ıspanağın tadını yumuşattı hem de güzel bir doku verdi.
Yaz döneminde her zaman olduğu gibi tarif eklemekte biraz sıkıntı yaşıyorum. Pandemi sonrası iş yerindeki yoğunluk bir yandan, sıcak dolayısıyla mutfağa girmekteki isteksizlik diğer yandan. Bir de araya zaman girdikçe daha da zorlaşıyor geri dönmek. Ama inşallah yavaş yavaş daha sık tarif girmeye kararlıyım :)
Bayram haftası tatildeydik, biz tatildeyken Pınar'dan bir kutu gelmiş, annemle altlı üstlü oturmanın bir avantajı da ben yokken gelen kargoları alıyor oluşu :) Hatta açıp fotoğraf çekip bana gönderdi, meğer 30 Temmuz Dünya Cheesecake Günüymüş, kutudan San Sebastian Tarifi ve Pişmeyen Cheesecake tarifleri ile Pınar Labne, Pınar Beyaz ve Pınar Krema çıkmış.
Özge'nin Oltası'na hoşgeldiniz... Pratik ve sonucu garantili tarifler arıyorsanız doğru yerdesiniz. Tariflerin yanında okuduğum kitapları, izlediğim filmleri kısaca hayat denizinde oltama takılan herşeyi paylaşıyorum. Umarım siz de seversiniz.