Okumayı söktüğüm günden beri kitap okuyorum... Su içmek kadar gerekli bir şey benim için. Çantamda her zaman kitabım olur, öğlen aralarında okurum 3-5 sayfa, akşam biraz erken yatağa girip uykum gelene kadar okurum mutlaka. Kuaförde, doktorda sıra bekliyorsam açar okurum yine. Yaz tatili için herkes mayo alışverişi yapar heyecanla, ben tatilde okunacak kitapları seçerim zevkle. Tatilin en sevdiğim tarafıdır, kumsalda uzanıp kitap okumak :) Demek istediğim o ki, kitaplar benim hayatımın vazgeçilmezidir.
Kitapları elime alıp, sayfalarını çevirmeyi, bitirdikten sonra kitaplığıma dizmeyi o kadar seviyorum ki, e-reader yani elektronik kitap okuyucu almayı aklımın kıyısından bile geçirmedim. Asla asla aynı şey değil derdim, e-kitap da neymiş, kitap okumak sayılmaz ki derdim... Büyük konuşmamak lazımmış :)
3 hafta önce ofis arkadaşım
Talya, Kindle Paperwhite 3 (Amazon'un e-kitap okuyucusu) siparişi vermiş, geldiğinde ofiste olay oldu. Her gören yanına geldi, aaa Kindle mı aldın nasıl bişey ya falan diye. Ben karşıyım ya e-kitaba, hiç ilgilenmiyorum bile :)) Ama bir yandan da kulağım orada. Öyle bir anlattı ki dayanamadım, dur ben de bakıyım dedim.
O da ne, ee bu bildiğin kitap gibi gözüküyor dedim. Evet çünkü e-ink diye bir teknoloji var, ekrandan okumaya benzemiyor dedi. E-ink (e-mürekkep) teknolojisi, arka ışığa ihtiyaç duymadan kağıt baskıya yakın sonuç veren bir panel teknolojisiymiş. Tablet ya da telefonda kitap okumakla hiç alakası yok yani. Güneşte parlamıyor, normal kitap gibi gözüküyor.