Seri Katil Hikayelerini Sever Misiniz?

Ben bayılırım seri katil hikayelerine, film olsun, roman olsun yeter ki seri katilleri anlatsın. Kan görmeye bile dayanamayan, üstelik filmlerdeki vahşet sahnelerinde gözümü kapatan ben, seri katillerin zekalarını hayranlıkla izliyorum. Ardında yatan psikolojiyi merak ediyorum. Hayat hikayelerini heyecanla okuyorum.

Geçtiğimiz günlerde Bumerang'ın Twitter üzerinden yaptığı kitap ödüllü yarışmada Cüneyt Ülsever'in "Azrail Aynası" kitabını kazandım. Ne yalan söyliyim daha önce ne Cüneyt Ülsever'in herhangi bir kitabını okumuştum ne de "Azrail Aynası"nı duymuştum.

Konusuna bakınca Amerika'dan Türkiye'ye uzanan bir seri katil hikayesini anlattığını gördüm ve sırada bekleyen diğer kitapları bir tarafa koyup bu kitaba başladım. Zaten bir solukta da okuyup bitirdim. Güzel bir kurgusu ve sürükleyici bir anlatımı var. Özellikle kitap boyunca seri katiller hakkında bolca ve detaylı şekilde bilgilendirme yapılıyor. Bu durum konuyla çok ilgilenmeyenler için sıkıcı da olabilir yalnız, bu konuda uyarımı yapıyım :) Bir de en hoşuma giden tarafı kitaptaki tüm karakterlerin geçmişleri, kişilikleri v.s. hakkında detaylı analizler var, böylece her birini çok net tanıyor ve anlıyorsunuz.

Hazır yaz tatili de yaklaşıyor, güneşlenirken okuyacak bir şeyler arıyorsanız bu kitap çok iyi bir seçim olacaktır.

Zeytinyağlı Enginar

Enginar sever misiniz? Ben hiç sevmezdim...

3 yıl önce bir gün, eşim "enginar pişirir misin" diye çıkıp gelmese ömür boyu da yemezdim. Normalde yemek konusunda talepkar olmayan birinden böyle bir istek gelince şaşırdım tabii, meğer o da sevmezmiş de çok faydalı olduğunu öğrenince mutlaka yenmesi gerektiğine karar vermiş.

Büyülü Bir Masal: Puslu Kıtalar Atlası

"Ulema, cühela ve ehli dubara; ehli namus, ehli işret ve erbab-ı livata rivayet ve ilan, hikâyet ve beyan etmişlerdir ki kun-ı kâinattan 7079 yıl, İsa Mesih'ten 1681 ve hicretten dahi 1092 yıl sonra, adına Konstantiniye derler tarrakası meşhur bir kent vardı."

     

Ispanak Yapalım Ama Değişik Bir Şey Olsun

Geçenlerde dolabı karıştırırken bir parça ıspanak buldum, yemek yapsan uğraştığına değmeyecek kadar az bir şeydi. Benim canım da zaten ıspanak yemeği istemiyordu. Değişik bir şey yapayım dedim, mesela graten nasıl olur acaba diye biraz araştırdım. Bir kaç tariften esinlendim, ondan bir parça bundan bir parça aldım ve sonunda çok lezzetli, hafif, yapması kolay bir tarif çıktı ortaya.

Genelde ıspanak graten denince akla beşamel sos gelir ama bu çok daha pratik bir versiyon. Sadece ıspanak soğanla kavruluyor, sonrasında yumurtalı peynirli bir sosla birleşip fırına giriyor. Eee bu ıspanaklı omlet oluyor demeyin :) Fırında biraz un biraz yumurtayla pişince ortaya harika bir lezzet çıkıyor.

Meral Okay...

P.tesiden beri yüreğimde bir ağırlık var, canım bişey yazmak istemiyor. Oysa ki ne güzel bir haftasonu geçirmiştim... Yazılacak şeyler biriktirmiştim... P.tesi toparlayıp yazacaktım... Sabah oturdum şöyle bir gazetelere bakayım dedim... O zaman gördüm o haberi... Meral Okay hayatını kaybetti... İnanmadım başta, hasta olduğundan bile haberim yoktu ki, belki duymuştum da aklımın arka köşelerine atmıştım. Haberin doğru olduğunu anladıktan sonra bir taş oturdu yüreğime, hiç bir şey yapmak istemedim. Öylece kalakaldım.

Safranbolu'da Bir Haftasonu

Bu kış çok zor geçti benim için, kar ve soğuk fena daralttı içimi, sürekli güneşli günlerin hayalini kurar oldum. Baktık ki yazın gelmesine daha vakit var, bari bir haftasonu kaçamağı yapalım, biraz hava değişimi olsun dedik. Kızkardeşim ve eşlerimizle birlikte geçtiğimiz c.tesi sabahtan Safranbolu'ya doğru yola koyulduk. Eşim ve ben ilk kez gidiyorduk, kardeşim ve eşi ise geçtiğimiz yıl balayında gitmişlerdi o tarafa, tecrübeli oldukları için rehberlik onlara aitti :)