Top Social

Hoşçakal 2012...

12/30/2012

2012 yılı mutlulukla hatırlayacağım bir yıl oldu, dilerim 2013 ondan da güzel olur...

Yazılarımı okuyan, yorum yapan, beni takip eden herkese tek tek teşekkür ediyorum, siz olmasanız yazmanın da bir anlamı olmazdı.... 

Yeni yılda da birlikte olmayı umuyorum...

2013 herkes için güzel bir yıl olsun...

MUTLU YILLAR

Peynirde Devrim Yaratan Marka: Muratbey

12/26/2012
Geçtiğimiz hafta Muratbey Peynirleri'nden bir davet aldım, Swissotel'de yapılacak toplantıda hem ürünlerini deneme fırsatı bulacak hem de firma hakkında daha detaylı bilgi sahibi olacaktık. Peynire olan düşkünlüğümden dolayı seve seve katılacağımı bildirdim. 

Bizim için çok hoş hazırlıklar yapılmıştı, güleryüzle karşılanıp peynir tabaklarıyla donatılmış masalarda yerimizi aldık. Ne yalan söyliyim daha önce bu kadar çok çeşit peyniri bir arada görmemiştim :) 

Sevgili Ayşe Tüter de aramıza katıldıktan sonra firmanın Pazarlama ve İletişim Danışmanı Gülnur Hanım firmayı tanıtan bir sunum yaptı bize.

Sütlü Brokoli Çorbası

12/24/2012
Daha önce blogda bir brokoli çorbası tarifi yayınlamıştım, gelmiş geçmiş en çok okunan yazım o oldu, hala da aynı hızla okunmaya devam ediyor. Ben de madem bu kadar aranan bir şey bu brokoli çorbası, bir de alternatif tarif yayınlayayım dedim.

Diğeri sürekli yaptığım ve severek yediğimiz bir çorba, ama ben hep aynı şeyi aynı şekilde pişirmekten sıkılıp değişiklikler yapıyorum bazen. İşte yine farklı bir brokoli çorbası ararken "Sibel'in Kahvesi" blogunda bu tarife rastladım, benim yaptığıma göre daha hafif ve sütlü.
Gerçi eşim "bu çorbada brokoli tadı fazla gelmiyor diğeri daha iyi" dedi ama herkes onun gibi brokoli sever olmadığı için bu tarifi tercih edenler olacaktır eminim. İkisini de deneyin ve siz karar verin bence.

İzlediğim Son 3 Film

12/20/2012
Geçtiğimiz hafta film izleme konusunda epey verimli geçti, bir süredir izlemek istediğim 3 filmi de izledim.  Üçünü de çok sevdim. İlgilenenler için kısa kısa yorumlarımı aşağıda paylaşıyorum.

Zenne (2012)
Vizyona girdiğinde de ilgimi çekmiş ama bir türlü gidip izleyememiştim, gecikmeli de olsa  izleyebildim nihayet. Aldığı ödüllerin tümünü hak eden bir film bence. İçinizi burkan, paramparça eden, isyan ettiren...

Detayları anlatırsam bir anlamı olmaz, o yüzden kısaca anlatıyorum ki siz de mutlaka izleyin. Ben çok beğendim.

3 farklı adamın hikayesi bu, doğulu tutucu bir ailenin İstanbul'a okumak için gelmiş oğlu Ahmet, zennelik yapan, cinsel kimliğini saklamayan Can ve Alman Fotoğrafçı Daniel'i izliyoruz film boyunca. Cinsel kimliklerinden dolayı yaşadıkları zorluklar, toplumun, ailelerin baskısı... Keşke kimse kimsenin özel hayatına karışmasa, yargılamasa, herkes istediği şekilde mutlu mesut yaşasa...

Farklı Bir Sunumla Klasik Haydari

12/17/2012

Aslında bu tarifi geçtiğimiz yılbaşında misafirlerim için hazırlamıştım. Fotoğrafları bilgisayara atmış sonra da unutmuşum. Görünce hemen eklemek istedim ki bu yılbaşı belki siz de misafirlerinize farklı bir sunum yapmak istersiniz. Hem görünüşü şık oluyor, hem de yemesi keyifli.

Haydariyi bir kaç farklı şekilde yapıyorlar ama ben yoğurt ve naneyle yapılan bu basit versiyonunu seviyorum.  Siz farklı şekilde de yapabilirsiniz dilerseniz. Nasıl hazırlandığına gelince;

Rengarenk Patates Salatası

12/10/2012

Eğer farklı bir patates salatası yapıp misafirlerinizi şaşırtmak isterseniz, bu tarif tam da aradığınız şey olabilir. Gerçi çoğu kişi biliyor ama daha önce görmemiş olanlar çok şaşırıyorlar bu pasta görünümlü patates salatası karşısında. Her şey bir yana tadı da nefis oluyor. Daha önce denemediyseniz şiddetle tavsiye ederim.

Aşağıda tarifi veriyorum ama ölçüler kullanacağınız kalıba göre değişir. O yüzden ben malzemeleri yazdım miktarını siz ayarlarsınız.

Bebek Mobilyaları ve Bir Kaç Öneri

12/06/2012

Bu aralar bütün ilgimiz bebek hazırlıklarında. Arada bir "9 ay çok uzun değil mi, bir an önce alalım kucağımıza miniği" desek de aslında çabucak geçiyor zaman. Şaka maka 3 ayımız kaldı geriye. 

Son dönemlerde en önemli gündemimiz bebek odası hazırlıklarıydı. İlk başta kafamız biraz karışıktı, nasıl bişey almalı, büyüyen yatak mı olsun, yoksa ufak bir bebek yatağı alıp 2-3 sene sonra yenisini mi alsak derken, Eylül sonu gibi, "çıkalım bir mağazaları gezelim, fikir edinelim" dedik. Sonuçta hiç bilmediğimiz ve fikrimizin olmadığı bir alandı bu. Çıktık Modoko'ya gittik, zaten bebek mobilyacıları bir sokak boyunca toplanmış, hepsine girip çıkıp fikir aldık, modelleri ve fiyatları inceledik. Aşağı yukarı fiyatlar birbirinin aynıydı. Modeller de birbirine benziyordu.

Domates Çorbası

12/04/2012
Domates Çorbası en sevdiğim çorbalardan biridir, annem nefis yapar. Ben ne yazık ki bir türlü tutturamıyordum. Ne zaman yapsam, en olgun domatesi de kullansam çorba ekşi oluyordu. Bir ara vazgeçmiştim yapmaktan. 

Sonra anneme sordum neden böyle oluyor diye, meğer çok fazla domates koyuyormuşum, o yüzden ekşi oluyormuş. Bunu öğrendikten sonra tekrar bir deneme yaptım ve bingo, bu sefer tutturdum :) Ve hemen tarifini de aşağıya yazıyorum ki hem ben unutmayayım, hem de yapmak isteyenlere yardımcı olayım.

Şah Mat: Sıkıcı Bir Cinayet Romanı

12/03/2012
Cinayet romanlarını severim, bu kitap da bir kaç yerde gözüme çarpmıştı, yorumlar çok sürükleyici bir cinayet romanı olduğu yönündeydi. Ben de merak edip aldım, ama maalesef yorumların aksine, sürükleyiciliği geçin zorla okudum sıkılarak.

İtalyan bir yazarın ilk kitabıymış bu, zaten romandaki İtalyanca isimler birbirine o kadar benziyor ki kişileri karıştırmamak için kağıda not aldım kim kimdir diye. 

Kitapta bir suç psikiyatristi var Claps adında, bir cinayeti araştırmakla görevlendiriliyor, bir de gazeteci kadın var hırslı, o da bu cinayet sayesinde Tv'de kendine yer bulma çabasında. Cinayetle ilgili sürekli yanıltıcı şeyler,  elden kaçırmalar falan, böyle sürüp gidiyor. İki bölümden oluşuyor kitap ilk bölüm acayip baydı (ki kitabın yarısından fazlası), ikinci bölüm biraz merakla okudum ama sonuna doğru saçma sapan bir yere bağlandı. 

Zaten o kadar karışık ve saçma ki, sonunda 10 sayfa falan birinin anlatımıyla baştan özet geçiliyor cinayetler neden oldu, nasıl işlendi diye. Normal bir kitap olsa bu açıklamaya gerek kalmadan zaten kitap boyunca konu anlaşılmış olurdu.

Diyeceğim o ki; siz daha kaliteli cinayet romanlarını okuyun, bununla vakit kaybetmeyin bence.



* Yazılarına yorum yapmak istiyorum ama nasıl yapacağımı bilemiyorum diyorsanız şurada detaylı anlatımı bulabilirsiniz.
*  Yazdığın yeni yazılar mail adresime gelsin diyorsanız şuraya mail adresinizi girin, sonrasında bir onay maili gelecek (spam'e düşebilir) o maili onayladıktan sonra işlem tamamdır.

Hünkar Beğendi ve Saray Dedikoduları

11/30/2012
Patlıcan en sevdiğim sebzelerdendir, hele ki közlenmişse tadına doyulmaz. Hünkar beğendi de patlıcanla yapılan en güzel yemeklerden biridir bence. Osmanlı mutfağından günümüze kadar gelmiş olup ilginç de bir hikayesi vardır. 

Bilinenin aksine bu yemeği hünkar değil imparatoriçe beğenmiş :) Hünkar beğendi, Sultan Abdülaziz'i ziyarete gelen Fransa İmparatoriçesi Eugenie için pişirilmiş ilk defa. Bu arada Sultan Abdülaziz'le Eugenie'in arasındaki aşk hikayesi de o dönem epey ortalığı karıştırmış. (merak edenler google'a bir sorsun :)

Neyse dedikoduları geçip konumuza dönelim; zor görünmesine rağmen hünkar beğendi yapması aslında çok kolay. Üstüne kuşbaşı etle servis edilince yanında bir salata yeterli oluyor, oldukça doyurucu bir yemek.

Şimdi sırayla nasıl yapıldığına bakalım;
(Eti yarım kilodan yaptım ancak beğendinin ölçüleri iki ya da maksimum 3 kişilik, siz artırarak yapabilirsiniz)

Friends With Kids (Mükemmel Plan)

11/28/2012

Bu aralar filmlere konsantre olmakta zorlanıyorum nedense, dönem dönem oluyor bana, film izlemek istemiyorum, izlediğime odaklanamıyorum falan. Geçenlerde canım romantik komedi izlemek istedi baktım bu aralar vizyonda "Friends With Kids" diye bir film var. Onu izliyim dedim, itiraf ediyorum sinemada izlemedim, online izledim. 

Genel olarak iyi vakit geçirmenizi sağlayan, insanı sıkmayan bir film, feel good movie dedikleri tarzda bir film, sonunda insana kendini iyi hissettiriyor.

Konusu ise kısaca şöyle;

15 Dakikada Hazırlanan Nefis Tartoletler

11/25/2012
Market gezmeyi çok sevdiğimi söylemiş miydim, özellikle rafları tek tek incelerim ki bilmediğim yeni bir ürün çıkmışsa hemen alıp deneyeyim :) Yine böyle bir inceleme sırasında Sinangil'in Tartolet paketini gördüm. 

İçinde 18 adet hazır tartolet kalıbı ve krema karışımı varmış, hemen alıp sepete attım. Bir misafir geldiğinde yaparım dedim.
Geçen haftasonu teyzemler ve kuzenlerim çaya geleceklerini söyleyince dolapta duran paket aklıma geldi. Bir taraftan hazırlarken, bir taraftan da acaba lezzetli olacak mı, sadece görsel olarak güzel olup tadı kötü mü olacak diye düşünüyordum. Ama sonuç umduğumdan da güzel oldu. Yiyenler tadına da görüntüsüne de bayıldılar. Bundan sonra erzak dolabımdan eksik olmayacak bir ürün oldu kendisi.

Mantarlı Quiche (Kiş)

11/19/2012

İlk kez Amerikalı bir komşumuz sayesinde tanışmıştım kişle. Kökeni Fransız olan bir tarif aslında. Daha önce hiç yemediyseniz tartın tuzlu olanı denilebilir. Önce bir kiş hamuru hazırlayıp kalıba yayıyorsunuz, sonra içine istediğiniz sebzelerden iç hazırlıyor ve son olarak yumurtalı ve kremalı sıvı bir karışımı üstüne döküyorsunuz.

Bence çay davetleri için çok lezzetli ve değişik bir alternatif, hem de öyle farklı çeşitlerini yapabilirsiniz ki tamamen sizin hayal gücünüze ve damak tadınıza kalmış.

Vereceğim tarif mantarlı, tarifin orjinali şu sitede, ben ufak bir kaç değişiklik yaptım sadece. Bir çok tarif inceledim ama aralarında en pratik olan buydu. Ve sonuç da gayet nefisti :)

Renkli Ada'da Bebek Taşıma Eğitimi

11/15/2012
Hamile kaldıktan sonra sık sık düşündüğüm şeylerden biri, bebek büyüyüp ağırlaştıkça ben nasıl uzun süreler kucağımda taşıycam bu yavrucağıydı. Meslek hastalığı denilen bazı sorunlarım var, boyun omurunda düzleşme, omuzlarımda fibromiyaljik oluşumlar v.s. Zaten ağır taşımakta zorluk çekiyorum, bir de üstelik evimiz 4.katta. Dolayısıyla çeşitli taşıma yöntemlerini araştırmaya başladım.

Daha hamile kalmadan önce sling denilen olay ilgimi çekmeye başlamıştı. Sanırım Türkiye'de ilk kez Ceyda Düvenci ile tanınıp ufak çaplı bir de kıyamet kopmuştu basında. Öyle bebek mi taşınır, ölecek havasızlıktan v.s. şeklinde bilen bilmeyen konuşup durmuştu. 
Hamile kaldıktan sonra Sling araştırmasına girdim, o kadar çok çeşit ve marka vardı ki, işin içinden çıkamadım. E tabii bir de bunların nasıl bağlanacağı, ergonomik olup olmadığı ile ilgili bir sürü soru işareti vardı kafamda.

Yoğurtlu Kereviz Salatası

11/13/2012
Kerevizle yıllarca süren dargınlığımızı bitiren tarif yoğurtlu kereviz salatasıdır. Neden küsmüştünüz derseniz aslında kerevizin pek suçu yok bunda :)

3-4 yaşlarındayken kereviz yemek istemeyen benim gibi inatçı bir çocuğa, patates yemeğinin içine karıştırıp yutturmaya çalışan anneannem sayesinde ufak çaplı bir kıyamet koparmışlığım vardır :) O günden sonra da adını duymak istemediğim bir sebzeydi kendisi.

İlerleyen yıllarda, bir şekilde yoğurtlu çiğ kereviz salatasını tattım ve kendisine hayran kaldım :) Hala yemeğini yemem ama salatasına bayılırım, hele ki bol cevizliyse.

Aslında çok basit yapması ama ben yine de yazayım, belki daha önce yapmamış ve tarifini arayan birileri vardır. O zaman işte çiğ kereviz salatası tarifi;

Kışın Vazgeçilmezi Tarhana Çorbası

11/09/2012
İnsanın zamanla damak tadının değiştiğini düşünüyorum, benim eskiden sevmediğim bir çok şeyi şimdi bayılarak yiyor oluşumun başka bir açıklaması olamaz :) Çorbayı hep sevmişimdir, her türünü yaz kış bayılarak içerim. Ancak tarhanayı ne hikmetse hiç sevmezdim, oysa ki annem çok da güzel pişirirdi kıyma falan kavurarak.

Sonra ne olduysa en sevdiğim çorba oluverdi kendisi, galiba bunda hazır çorbadan sonra yapması en kolay çorba olmasının da etkisi vardır. Evlenince insan annesine ettiği nazı edemiyor, yaa bunu mu yaptın diyecek kişi olmayınca ve hatta o kişi kendisi olunca, sevmese bile sırf kolay olduğu için yapabiliyor bazı yemekleri :) İşte böyle böyle birden seviverdim tarhanayı. Tabii nereden aldığınız ya da kimin yaptığıyla da ilgisi var lezzetinin. O yüzden ben bir kaç farklı yerden alıp deniyorum.

Milupa Anne Bebek Kulübü

11/05/2012
Sürpriz hediyeleri çok severim, kim sevmez ki:) Bu sabah danışmadan arayıp kargom olduğunu söylediklerinde, beklediğim bir kargo olmadığı için dedim ki sürpriz bir şey geldi galiba. Yanılmamışım, Milupa Anne Bebek Kulübü'nden bir hediye gelmiş.

Bir arkadaşımın tavsiyesiyle üye olmuştum Milupa'ya, hem hamilelik ile ilgili güzel bilgiler var, hem de hamilelik ve sonrasında 3 kez hediye paketi gönderiyorlar.

Hamileyim Seti: Hamilelik Dünyası ile tanışmanızı sağlayıp merak ettiklerinizi cevaplayacak bir paket (hamileyken gönderiliyor)

Hoş Geldin Bebek Seti: Bebeğinizi kucağınıza aldığınızda yanınızda olacak bir paket (Bebeğiniz doğduğu ay gönderiliyor)

İlk Kaşığım Seti: Ek besinlere başlama döneminde gönderilen yardımcı bir paket


Ben ilk paketimi aldım bugün. İçinden neler çıktı derseniz: Bebeğimi beklerken kitapçığı ve CD, Nivea'dan krem ve ıslak bez numuneleri, Migros'ta bebek bezi ve bir çok bebek ürünü için geçerli %25-30 indirim kuponları ve Milupa'nın emziren annelere özel çayı Still-Tee deneme paketi.
           
Öncelikle Milupa'ya çok teşekkür ediyor, diğer paketleri de heyecanla bekliyorum ve anne adaylarına bu siteye üye olmalarını öneriyorum.



* Yazılarına yorum yapmak istiyorum ama nasıl yapacağımı bilemiyorum diyorsanız şurada detaylı anlatımı bulabilirsiniz.
*  Yazdığın yeni yazılar mail adresime gelsin diyorsanız şuraya mail adresinizi girin, sonrasında bir onay maili gelecek (spam'e düşebilir) o maili onayladıktan sonra işlem tamamdır.

Damla Sakızlı Muhallebi

11/04/2012
Bence muhallebi demek damla sakızı demek, sakızsız muhallebi bana çok tatsız geliyor. Dün canım muhallebi istedi, sık sık acıktığım için öğün aralarında yerim böylece bebeğe de yarar dedim :) Bir çok farklı tarif vardı ben Oktay Usta'nın tarifine göre yaptım. Sonuçta çok güzel bir muhallebi oldu.

Damla sakızı olarak da Ayvalık'tan aldığım sakız macununu kullandım (sakız reçeli de deniliyor). Sakızlı macun gibi bişey, tatlılarda kullanmak için ideal. Ama normal damla sakızıyla da yapabilirsiniz tabii ki.

Son Dönem İzlediğim Filmler

11/01/2012
Uzun zamandır pek film izleyemiyordum, fırsat buldukça yabancı dizilere takıldım. Tatilden istifade edip geçen hafta 3 film izledim. En çok beğendiğimden başlıyım yorumlarıma:
Hysteria (Mutlu Et Beni)
Bu filme bayıldım diyebilirim, çok keyifli, eğlenceli bir film. Ve de gerçek olaylara dayanıyor. Konusu itibariyle de oldukça ilginç. Altta yazdığım detaylı konuyu okumak istemeyenler için şu kadarını söyleyebilirim, film vibratörün nasıl icat edildiğini anlatıyor. Bu bile yeterince ilgi çekici değil mi :)
Dr.Mortimer Viktorya Dönemi Londrası'nda idealist bir doktordur ancak örümcek kafalı eski doktorlar yüzünden çalıştığı hiç bir hastanede tutunamayıp sürekli kovulur. (Bu arada o dönemde mikrop kavramının henüz bilinmeyişi ve yaşlı doktorun Dr.Mortimer'le bu konuda tartışması çok ilginçti) 
Dr.Mortimer yine iş arayışına girdiği sırada, özel muayenehane sahibi Dr.Robert'ın yanında işe başlar. Dr.Robert depresyon da dahil her türlü ruhsal sorunu "Histeri" olarak adlandırıyor ve bunun çözümünün vajinal masaj olduğunu düşünüyor. Dolayısıyla zengin teyzeler doktorun kapısında kuyruk oluyor :) Mortimer'in genç ve yakışıklı oluşu dolayısıyla işler daha da artıyor. Ancak bir süre sonra Mortimer'in eli bu yoğunluk karşısında iflas ediyor ve çalışamaz bir hale geliyor.

Böğürtlenli Yumuşacık Muffinler

10/30/2012

Tatilin son gününde bir kız arkadaşım arayıp öğleden sonra çaya davet etti, ortak iki arkadaşımız da geliyormuş. Kız kıza çay partisi varmış. Börek ve kısır yapmış, ben de giderken eli boş gitmeyeyim kek yapayım dedim.
En hızlı hazırlanacak kek muffindi, evde içine koyacak taze meyve olmayınca dolaptaki dondurulmuş böğürtlenler geldi aklıma ve ortaya bu tarif çıktı :)

İyi Bayramlar...

10/24/2012

Fındıklı, Damla Çikolatalı Kek

Çocukluğumun kış aylarında şuna benzer anılar var; kardeşimle birlikte soğuktan üşümüş bir halde okuldan eve geliyoruz ve bir yandan sobanın başında ısınırken bir yandan da annemin yaptığı sıcacık keki yiyoruz... Sobalı evin ve çalışmayan annenin güzel yanları :) Belki de bu yüzden soğuk havalara daha çok yakıştırıyorum ben keki. 

Geçtiğimiz haftasonu bir kenarda unuttuğum fındıkları görünce canım bol fındıklı bir kek yapmak istedi. Sonuç beklediğimden de lezzetliydi.

Fotoğraflar eşliğinde tarifi paylaşıyorum. Bir kış günü canınız kek çekerse denersiniz belki :) 

Anne Adaylarının Korkulu Rüyası Çatlaklar

10/19/2012
Hamilelik döneminde anne adaylarını en çok rahatsız eden cilt problemi karın çatlaklarıdır diye düşünüyorum. Genelde son 3-4 ayda yavaş yavaş ortaya çıkarmış, en önemli etkenlerden biri genetikmiş, eğer annenizde varsa sizde de yüksek ihtimal olurmuş. Ani ve hızlı kilo alımı da sebeplerden biriymiş. 

Ben şu açıdan şanslıyım; annemde hamilelik çatlağı yok. Gerçi O hamileliği boyunca saf kakao yağıyla karnını yağlamasına bağlıyor bunu, ama ne yaparsa yapsın çatlaktan kurtulamayan çok kişi tanıdığım için ben bu durumun biraz da genetik olduğunu düşünüyorum.

Ama tabii yine de işi şansa bırakmamak lazım diyerek bu konuda gerekli önlemlerimi aldım. Hamile olduğumu öğrendiğimde sevgili arkadaşım Maceraperest Amerika'daydı, ben hemen ondan yardım isteyerek,  Amerika'da Türkiye fiyatının çok çok altında satılan Burt's Bees markasının çatlak kremlerinden sipariş verdim. 

Burt's Bees Mama Bee; Kakao, Shea ve Jojoba yağlarından oluşan tamamen doğal bir krem. Maalesef Türkiye'de kutusu 90 TL civarında bir fiyata satılırken ben 3 kutusunu 30$ a aldım. Yani tanesi 18 TL ye geldi. Aradaki fark inanılmaz.


Bernardo'dan Satın Aldığınız Yemek Takımınızın Kırılan Parçaları İçin Üzülmeyin!

10/18/2012

Beğenerek aldığımız ve severek kullandığımız yemek takımlarımız hepimiz için çok kıymetli. Bir parçası dahi kırılsa, günlerce kafamıza takabiliriz; fakat Bernardo, yemek takımınızın kırılan parçalarını tamamlıyor! Bernardo’dan satın aldığınız 12 kişilik yemek takımları 5 yıl boyunca, 6 kişilik yemek takımları ise 2 yıl boyunca parça tedariği kapsamına giriyor. Böylece yemek takımızın kırılan parçalarını tamamlayabiliyorsunuz. Üstelik daha sık kullandığınız kayık tabak, servis tabağı gibi parçaları da ek olarak satın alarak takımınızı zenginleştirebiliyorsunuz.

MSA'da Lezita ile buluştuk

10/16/2012
Geçtiğimiz ay keyifli bir etkinliğe katıldım, aslında haftaiçi iş çıkışı oluşu ve Ataşehir'den çıkıp Maslak'a gidecek olmak biraz gözümü korkutsa da, hem MSA'nın çok sevdiğim bir yer oluşu hem de diğer blogger arkadaşları görecek olmanın heyecanı ağır bastı ve amannn ne olacak ki giderim dedim. 

Neyse ki Metrobüs + Metro kombinasyonuyla 1 saat içinde hem de iş çıkış saatinde MSA'ya ulaştım. İçeri girdiğimde bir cümbüş yaşadık, katılan blogger arkadaşların çoğunu şahsen tanıyor, diğer kısmını da sanal ortamdan tanıyıp yüz yüze tanışmak istiyordum. O açıdan çok ama çok eğlenceli bir etkinlik geçirdik.

Şefimiz Hakan Şen eşliğinde Lezita Pratik Şef ailesinin yeni çıkardığı ürünlerle farklı menüler hazırladık ve afiyetle yedik :) 

Ispanaktan Çorba Yaptım

10/15/2012
Benim için sofranın vazgeçilmezidir çorba. Hemen hemen tüm çorbalara bayılırım. Yaz kış farketmez her mevsim sabah akşam içebilirim. Bu kadar çok sevince, değişik çorbalar deneyerek çeşitliliği artırmak gerekiyor tabii :)

Ispanak çorbasını da ilk kez geçen kış yaptım, kenarda kalmış az biraz ıspanak vardı, ben en iyisi bundan çorba yapayım ama nasıl yapsam derken, google sağolsun imdadıma yetişti ve Sibel'in Kahvesi blogundaki tarifi çıkardı karşıma, orjinal tarif Emine Beder'e aitmiş. Bence çok lezzetli bir çorba hem de vitaminli. 

Fotoğraflarını da çekip bir kenara koymuş ve sonra tamamen unutmuşum :) Az önce arşivi karıştırırken gördüm, tam zamanı şimdi dedim. Buyrun tarifi:

Blog Yazılarına Nasıl Yorum Yaparım Diyenler

10/12/2012
 
Bir süredir yakın çevremden şöyle bir soru geliyor "Yazılarına yorum yapmak istiyorum ama nasıl yapacağımı bilemiyorum, profil seç kısmına ne yazmak lazım bulamayıp vazgeçiyorum"
 
Bizim gibi sürekli blogların içinde olanlar için belki çok kolay gibi gözüküyor ama internetle sınırlı ilişki içinde olan kişiler için profil seçme kısmı kafa karıştırıcı olabiliyor.
 
O yüzden artık bir yazı yazıp konuya açıklık getirmek istedim, buyrun adım adım nasıl yorum yapılacağına bakalım :)

Evlilikte Kahve Taneleri Gibi Olun...

10/11/2012

4 yıl önce bugün hayattaki sıfatlarıma bir yenisi daha eklendi, 4 yıllık sevgilimin eşi oldum o gün. 

Bu sebeple, günün anlam ve önemine uygun bir yazı paylaşmak istiyorum :)

Okuduğumda çok sevmiştim ve saklamıştım bu yazıyı, bence evlililiğin sırrını çok güzel özetlemiş. Dilerim herkes evlilikte kahve taneleri gibi olur...

(Geçen yılın yazısı için Tık Tık)

Bir baba evlenmek üzere olan oğluna tavsiyelerde bulunuyormuş.
"Son tavsiyemi mutfakta anlatmak istiyorum" demiş.

Mutfağı ve yemek yapmayı bilmeyen delikanlı "Olur" demiş çekine çekine. 

Baba, ocağa aynı büyüklükte üç kap koymuş, hepsini suyla doldurup üçünün de altını yakmış. "Şimdi, istediğim her şeyden iki tane vereceksin bana" demiş oğluna. 

Sırasıyla havuç, yumurta ve kavrulmamış kahve çekirdeği istemiş... Oğlu hepsinden ikişer tane vermiş babasına.

Johnson's Baby ile Alerjenlere Karşı Bilinçlendik

10/08/2012

Geçtiğimiz haftasonu kızkardeşim ve ben çok faydalı bir seminere katıldık; Alerjen Parfümlere Karşı Bilinçlenme Platformu’nun kurucusu Johnson's Baby tarafından düzenlenen "Bebek Bakım Semineri" Haliç Kongre Merkezi'nde gerçekleşti ve ücretsiz bir seminerdi. Avrupa ve Türkiye Pediatrik Dermatoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Ümit Ukşal ile Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Aylin Şimşek, Esra Erol'un sunumuyla annelerin bilgisini artıracak sorulara cevap verdiler.

Seminer ağırlıklı olarak alerjenlerle ilgiliydi, son 10 yılda 2 katına çıkan alerjiden bebeklerimizi, çocuklarımızı korumak için mutlaka aldığımız ürünlerin içeriğini okumamız gerektiğini ve benzyl alcohol başta olmak üzere Avrupa Birliği'nin araştırmaları sonucu listelenen 26 alerjen parfümü içeren ürünleri kesinlikle kullanmamamız gerektiğini bir kez daha hatırlattı uzmanlar.

Doğal Şampuan Arayanlara Bir Tavsiye

10/04/2012
Son dönemlerde insanlar bilinçlendikçe satın alma alışkanlıkları da değişmeye başladı. Ben marketten  bir ürün alırken mutlaka içerik kısmını okuyorum, içinde msg, glikoz şurubu, mısır şurubu v.b. maddeler varsa almaktan vazgeçiyorum. Bulyonları çoktan çöpe attım, et suyu ve tavuk suyumu kendim yapmaya çalışıyorum. Aşırı takıntılı değilim ama dikkat  edebildiğim kadar ediyorum.

Tabii sadece yediklerimizle olmuyor, tenimizden de direkt vücuda karışan maddeler var, kullandığımız şampuanlardaki, kremlerdeki tüm maddeler cilt tarafından aynen bünyeye kazandırılıyor. Eskiden çok önemsemezdim ama hamile kaldıktan sonra, özellikle şampuan ve kremler konusuna dikkat etmeye başladım.

Mesela Paraben, SLS/sülfat, fosfat, DEA gibi bazı maddeler hemen hemen bütün şampuan, temizlik maddeleri, sıvı sabunlar ve kremlerde karşımıza çıkıyor ve bu maddelerin beyin hasarından, hormonal bozukluklara kadar bir çok etkisi var.

En Sevdiğim Tatlı: Krem Karamel

9/30/2012
Bugün sakızlı muhallebi yapmak için mutfağa girdim, erzak dolabımı karıştırırken Carte D'or Creme Caramel'in gününün geçmek üzere olduğunu farkedip karar değiştirdim ve 15 dk içinde ortaya nefis bir tatlı çıktı.

Krem karamel benim en sevdiğim tatlıdır, orjinalinde 6 yumurta kullanılıyor, çoğu kişi sırf bu yüzden yumurta kokuyor diyerek sevmez ama ben o lezzete bayılırım. 

Daha önce başka bir markanın hazır karamelini denemiş ve beğenmemiştim, çünkü karamelli muhallebi gibi bir şey olmuştu, krem karamelle alakası yoktu.

Bu sefer de acaba yine öyle mi olacak diye endişe ettim ama sonuç gerçekten beklediğimden daha iyiydi. Üstelik çoğu kişinin şikayet ettiği yumurta kokusu da yok.

Zeytinyağlı Taze Fasulye

9/25/2012

Yaz başından beri bu tarifi yazayım diyorum sürekli araya bir şey giriyor unutuyorum, mevsimi de geçmeye başladı, ama neyse ki hala pazarda bulunabiliyor. Zaten artık hangi sebze hangi mevsime aitti ben karıştırıyorum, marketlerde her daim bir çok sebzeyi bulabiliyoruz. Tabii ki sebze ve meyveleri mevsiminde yemek en sağlıklısı ama çok canım istediğinde kışın da bulursam taze fasulye alıp pişiriyorum.

Tercihim her zaman kıymalıdan çok zeytinyağlıdan yana. Hatta çocukluktan bu yana alışkanlığımdır, evde z.yağlı taze fasulye varsa akşam geç vakit acıktığımda dolaptan çıkarıp bir tabak yerim :) 

Peynirli Dereotlu Kek

9/20/2012

Peynirli dereotlu kek benim çocukluğumun tatlarından biri. Annem çok güzel yapardı, ben de tatlıdan çok tuzlu seven bir çocuk olarak bayılarak yerdim. Çok uzun zamandır yapmıyordu, dün sevgili Tümay'ın yayınladığı peynirli kek tarifini görünce bir anda aklıma düştü.

Akşam iş çıkışı malzemeleri aldım ve yemekten sonra hemen işe giriştim :) Ben annemin tarifine göre yaptım, sonuç tam da istediğim gibi oldu. Özellikle sıcak sıcak yendiğinde tadına doyulmuyor. Ertesi güne kaldığında da yeniyor ama aynı tadı vermiyor, o yüzden misafir için yapacaksanız çay servisinden hemen önce pişirmenizi tavsiye ederim.

Hayatımdaki Değişiklikler

9/19/2012
Artık hamileliğimin 17. haftasındayım yani hamileliğin altın çağı denilen 2. üç aylık döneme girdim. Ve gerçekten 12. haftadan itibaren bir çok sıkıntım da geride kaldı. Yemeklerle aram düzeldi, halsizliğim azaldı, normal hayatıma dönüş yaptım yani. Ben bunları yaşarken ufaklık da artık epey büyüdü, ultrasonda izlerken içimde böyle bir canlı olduğuna hala inanamıyorum :)

Veee artık en merak ettiğim soruyu da kesin şekilde öğrenmiş bulunuyorum, hamile kaldığım ilk günden beri kafamda sürekli kız mı yoksa erkek mi sorusu vardı. Benim gönlümden geçenin kız olduğunu söylüyordum sürekli ve Allah gönlüme göre verdi :) Evettt minik bir KIZ geliyor ailemize. Dilerim sağlıkla kucağımızda görmek nasip olur.

Son günlerde hayatımdaki çoğu şey de bebekle ilgili olarak değişti. Okunacak bir çok kitabım vardı ama onları bir tarafa bırakıp, hemen aşağıda görülen 5 kitabı sipariş ettim ve en üsttekinden okumaya başladım. Dr.Harvey Karp'ın dünya çapında çok ses getiren ve bir çok anne tarafından şiddetle tavsiye edilen bir kitabı. Orjinal adı "The Happiest Baby On The Block"

Tatil Notları - Kazdağları Milli Parkı

9/13/2012
Tatile gideli epey zaman oldu, ben bir türlü tatil notlarımı tamamlayamadım :) Biraz geç oldu ama yine de Kazdağları'nı yazmadan geçemedim, belki yazın son günlerinde o taraflara giden olur, ya da olmadı seneye tatil planlarınıza dahil edebilirsiniz. 

Önceki yazılarımda anlatmıştım, Haziran ayında 10 gün boyunca Ayvalık civarındaydık ve oralarda görülmesi gereken yerleri elimizden geldiğince görmeye çalıştık. Bunlardan biri de Kazdağları Milli Parkı içinde yer alan Sütüven Şelalesi ve Hasanboğuldu göletiydi.

Biz Sarımsaklı'da kalıyorduk, kahvaltıdan sonra yola çıktık, toplam yolumuz 60 km civarındaydı. Biz navigasyon kullandığımız için çok zorlanmadan bulduk, ama Akçay'a geldiğinizde Zeytinli sapağından sonra tabelaları takip ederek de kolaylıkla mesire yerine ulaşabilirsiniz.

Çin Usulü Tavuk Sote

9/04/2012

Geçtiğimiz günlerde ince ince doğrayıp dondurucuya attığım renkli biberleri görünce bunlarla tavuklu bişeyler yapayım dedim, bir kaç tarif araştırıp sonunda sevgili Tijen'in sitesinde rastladığım Çin Usulü Tavuğu yapmaya karar verdim.

Bu tavuk yemeğine çin usulü tavuk denmesinin sebebi sosunda. İçindeki nişastanın verdiği kıvama bayıldım. Aslında normal bir tavuk sote gibi görünürken üzerine dökülen sosla bir anda süper lezzetli bir yemeğe dönüşüyor. 

Klasik tavuk soteden sıkıldıysanız Çin usulü tavuğu mutlaka denemenizi tavsiye ediyorum

Not: Biberli yapmak istemiyorum diyorsanız, biberleri çıkarıp sadece tavukla da yapabilirsiniz, ya da onun yerine mantar ekleyebilirsiniz.

Fairy Lokma Şenliği ve Sakızlı Lokma Tarifi

8/28/2012
Ramazan'ın bitimine 3 gün kala Fairy'nin düzenlediği harika bir etkinliğe katıldım. İlk önce Fairy'nin davetlisi olarak Berna Laçin, Gülhan Kara ve blogger arkadaşlarla birlikte güzel bir iftar yemeği yedik, ardından da İstinye eski tersane alanında düzenlenen Fairy Lokma Şenliği'ne katıldık.

İstinye eski tersane alanı Ramazan Şenliklerine ev sahipliği yapmış ay boyunca, Fairy'de o gece dağıttığı lokmalarla damakları şenlendirdi.

Ramazan boyunca toplam 8 şehirde (Bursa, İzmir, Denizli, Konya, Ankara, Gaziantep, Trabzon ve İstanbul) 175 bin kişiye 3,5 ton lokma dağıtılmış. Bizim de katıldığımız son durak olan İstanbul'da Berna Laçin'in katılımıyla 2,2metre çapındaki dev tencerede lokmalar dağıtıldı. 

Ben ömrümde bu kadar çok lokmayı bir arada görmedim diyebilirim, çok leziz bir görüntüydü :) Biz de o gece doya doya lokma yedik. Tencerenin başında Berna Laçin'le beraber poz vermeyi de ihmal etmedik.
Fairy daha önce de Kurufasulye, Hamsi Tava ve Kavurma şenlikleri düzenlemişti, artık geleneksel hale gelen bu şenliklerde katılımcılar lezzetli yemekleri tadarken aynı zamanda Fairy'nin yağ çıkarma gücüne de tanıklık ediyorlar.

Yahudi Soykırımı Hakkında Bir Kitap ve Bir Film

8/23/2012
Nazi dönemi Almanya'sı ve soykırımla ilgili kitap ve filmler beni o kadar etkiliyor ki uzunca bir süre Schindler'in Listesi filmini bile izleyemedim. Ama yavaş yavaş aşıyorum sanırım bunu, hala içim parçalanıyor o insanların başına gelenlere ama bir yandan da neler olduğunu merak ediyorum. Bu konuda bir film ve bir kitap tavsiyem var ilgilenenler için;

SARAH'S KEY (SARAH'NIN ANAHTARI)

Geçtiğimiz ay Better World Books'tan sipariş verdiğim kitapların arasında "Sarah's Key" kitabı vardı. (Türkiye'de de "Sarah'nın Anahtarı" adıyla bulabilirsiniz) Uzun zamandır konusuyla ilgimi çekiyordu. Aldığım diğer kitapları bir tarafa koyup ilk önce bunu okumaya başladım ve elimden bırakamadım diyebilirim. Gerçekten sürükleyici anlatımı ve değişik kurgusuyla insanı kendine bağlıyor.

Kitabın arka kapağından alıntıyla konusunu kısaca anlatacak olursam:

16 Temmuz 1942, Paris 
Sarah Starzynski,16 Temmuz 1942 yılında Fransız polisi tarafından gerçekleştirilen Vélodrome d'Hiver temerküzü (toplama) sırasında tutuklanan on binlerce Yahudi çocuktan sadece biriydi. Ama o diğer çocuklardan farklıydı. Onun küçücük omuzlarında çok ağır bir yük vardı. Küçük kardeşini evlerindeki gizli bölmeye kilitleyip anahtarı cebine saklamıştı. Birkaç saat sonra geri döneceklerdi nasıl olsa; onları tutuklayan polisler Fransız'dı, Alman değil. Kardeşine söz vermişti, Sarah, geri dönecekti. 

Mayıs 2002, Paris 

Fransız eşi ve kızıyla birlikte Fransa'da yaşayan Amerikalı gazeteci Julia Jarmond, Vélodrome d'Hiver temerküzünün 60. yıldönümü dolayısıyla olayla ilgili bir makale yazmakla görevlendirilir. Fransızların neredeyse hiç yaşanmamış saydığı, yeni kuşağın ise tamamen bîhaber olduğu olayı araştırdıkça bir zamanlar âşık olduğu bu şehrin yaldızları dökülmeye başlar. 


Vazgeçilmez Lezzet Çorba

8/20/2012
ben çorba severim
Kim acıktığı zaman dumanı üzerinde tüten bir tas çorbaya hayır diyebilir ki? Üşüyünce, geniş sofralarda buluşunca, hafif bir şeyler yemek isteyince, hastalanınca yardımımıza koşan çorba, Türk mutfağının vazgeçilmez lezzetlerinden biri. Üstelik, hafif ve doyurucu yapısı sayesinde üç öğünde de zengin çeşitleriyle sofralarda yerini alıyor.

Çorba kelimesinin kökeninin ise Farsça "tuzlu haşlama" anlamında kullanılan "shorba"dan geldiğini biliyor muydunuz?

İyi beslenme anlamına gelen Sû ve Pô kelimelerinden türeyen çorba kelimesinin kökeni Sanskritçe'ye kadar dayanıyor. 

Bu Poğaça Ağızda Dağılıyor

8/16/2012

Ben çok fazla poğaça yapan biri değilim, o yüzden klasik bir tuzlu poğaça tarifim de yok. Bir kaç kez aklıma esip mayalı poğaça yaparım diye aldığım mayalar ben yapana kadar günü geçip çöpü boyladılar :)

Geçtiğimiz gün canım patatesli poğaça istedi ama mayalı olmayacak ve çok da uğraştırmayacaktı. Hemen internette küçük bir araştırma yapıp fotoğraftan çok lezzetli olacağını düşündüğüm bir tarifi yapmaya karar verdim. (Tarifi aldığım site: Hünerli Bayanlar)

Mesainin bitmesini zor bekledim, eve girince doğru mutfağa geçip işe giriştim. Sonuç mükemmeldi. Artık benim de bir tuzlu poğaça tarifim var. Normalde her tuzlu poğaçayı sevmem, insanın boğazına durur bazısı, bazen de lezzetsiz olur. Kolay gibi görünse de iyi bir poğaça yapmak bence kolay değildir.

Sevdiğim Kişilerle Sevdiğim Bir Yerde İftar Keyfi...

8/14/2012

Haziran ayının sonlarına doğru Metro Toptan Marketleri'nden reddedemeyeceğim bir davet aldım, Chef's Table Mutfak Okulu'nda Şef Serkan Bozkurt'un nefis lezzetleriyle buluşacağımız bir iftara davetliydim. Söz konusu Chef's Table olunca düşünmeye bile gerek duymadım kabul etmek için :) (Daha önce de 2 kez davet edilmiş ve neler yaşadığımızı yazmıştım, okumak isteyenler şuraya ve şuraya tıklayabilir)

Chef's Table'dan adımımı atınca her zamanki gibi güleryüzlü bir ekip ve Serkan Şef tarafından karşılandım. İçeri girip de yüzyüze tanıştığım ya da internetten tanıyıp bir türlü tanışma fırsatı bulamadığım blogger arkadaşları görünce geldiğim için bir kez daha mutlu oldum.

İçimde minik bir kalp atıyor...

8/10/2012

Bir süredir bu yazıyı yazmak istiyorum ama doğru zaman mı değil mi karar veremediğim için biraz gecikti, daha doğrusu nasıl yazacağımı da bilemedim. Bir yerden başlıyorum bakalım sonu nasıl gelecek;

Tatilden döndükten sonra yani Temmuz'un ilk haftası öğrendim ki, aslında biz tatilde 2 kişi değil 3 kişiymişiz :) Eşim, ben ve bebeğimiz :)