Top Social

Kirlenmek Güzeldir Dedik, Çok Şey Öğrendik...

5/26/2016

Biz çocukken diye başlar ya cümleler belli bir yaşı geçtiyseniz eğer... Ben de fark ediyorum ki daha sık kurmaya başlamışım "biz çocukken"li cümleleri... Geçmişe özlem artıyor, geçmişten uzaklaştıkça... Hele ki çocuğunuz varsa sürekli kendi çocukluk anılarınız geliyor gözünüzün önüne... 

Çocukluğuma bakınca sokaklar geliyor aklıma, kahvaltıdan sonra apartmandaki yaşıtlarımızla bahçede toplanır, evcilik, yakar top, sek sek oynar, ip atlar, öğlen yemek yer, dinlenir akşamüstü tekrar sokaklara atardık kendimizi... Hele ki yaz gelmişse, herkes balkonlardaysa, akşam yatma saatine kadar bahçede saklambaç oynardık. Güzel günlerdi...

O zamanlar farkında bile değildik belki ama, aslında ne kadar da önemliymiş açıkhavada, sokaklarda, bahçelerde oynadığımız oyunlar, gelişimimizde, ruh sağlığımızda nasıl da büyük etkileri varmış...

Belki biliyorsunuzdur, Omo "KİRLENMEK GÜZELDİR" felsefesiyle 2004 yılından beri kendini çocuk gelişimine katkıda bulunmaya adamış bir marka. Dönem dönem blogger toplantıları yaparak bu felsefeyi daha da geniş kitlelere yaymak için uğraşıyor...

İşte bu sebeple Omo ve bloggerlar, geçtiğimiz haftasonu çocukların da dahil olduğu harika bir organizasyonda bir araya geldik. Çocuklar Casa Lavanda Otel'in kocaman yemyeşil bahçesinde, onlar için hazırlanmış oyunlar ve etkinliklerle eğlenirken, biz de Kirlenmek Güzeldir Türkiye Danışmanı Prof. Dr. Yankı Yazgan'la birlikte Omo Global Çocuk ve Oyun Araştırması sonuçları üzerinden bir toplantı yaptık.




Bir mahkumun bile ruh sağlığını korumak için 1 saatten fazla açık havada kalması gerekirken, Türkiye'de çocukların %61'i ne yazık ki bu kadar şanslı değil, dışarıda oynayabildikleri süre, günde 1 saatten daha az. %24 ünün ise durumu çok daha vahim, onlar yarım saatten de az kalıyor dışarıda.
Daha da ilginç olan, ebeveynlerin %76 sı açıkhavada oyun oynamanın öneminin fazlasıyla farkında, buna rağmen çeşitli sebeplerle bunu sağlayamıyorlar. Yankı Yazgan buna sebep olarak, 3 noktaya dikkat çekiyor
  • Ebeveynlerin aşırı kontrolcü yaklaşımı, kaygıları
  • Çocukların gittikçe artan ekran bağımlılığı (ebeveynlerin %90 ı çocukların gerçek hayatta spor yapmak yerine sanal ortamda spor oyunları oynamayı tercih ettiğini söylüyor)
  • Çocukların güncelik programlarının giderek yoğunlaşması (okul+kurslar vs)
Yankı Bey'in üstüne basarak söylediği gibi, dijital yaşam artık hayatımızın bir parçası ve tabii ki çocukları tamamen bundan ayrı tutmak imkansız, önemli olan dengeyi sağlayabilmek. Ekran başında kaldığı süreyi belli bir sınırda tutup, dışarıda da vakit geçirmesini sağlamak önemli.
Kirlenmek Güzeldir global çocuk gelişim danışma kurulu başkanı Sir Ken Robinson diyor ki;
"Akademik araştırmalar aktif bir şekilde oyun oynamanın çocuklar için doğal ve öncelikli bir öğrenme yolu olduğunu gösteriyor. Bu oyun türü, özellikle hızlı beyin gelişiminin yaşandığı dönemdeki çocukların sağlıklı büyümeleri ve ilerleme kaydetmeleri için çok önemli. Ancak oyun önemsiz olduğu gerekçesiyle çoğunlukla göz ardı ediliyor. Bunun sonucu olarak çocukların hayatlarındaki aktif oyun süresinin azalmasıyla ilgili artan ve alarm verici bir eğilim söz konusu"
İşte bu araştırma sonuçlarında ortaya çıkan endişe verici gerçeklerden hareketle, Omo bu konuyu gündeme taşımak ve dengeli oyunun önemiyle ilgili bir farkındalık oluşturmak için elinden geleni yapmaya başlamış.

Yine araştırma sonucunda, Türkiye'deki ebeveynlerin %81 inin çocukların yaş grubuna göre ihtiyaç duydukları faaliyetler hakkında bilgi almak istedikleri ortaya çıkmış. Omo bu konuda hemen harekete geçip, ebeveynler için çocuklarıyla oynayabilecekleri oyunlara yönelik rehberler ve oyun içerikleri oluşturmaya başlamış.
Açıkçası, ben böyle güzel projeleri ayakta alkışlıyorum. Böyle büyük gücü olan markaların, toplum için bir şeyler yapıyor olması gerçekten ilham verici. Biz de bloggerlar olarak bu kampanyayı sizlere duyurmaktan mutluluk duyuyoruz, bir kişi de bile olsa farkındalık yaratabilirsek ne mutlu bize...
Bu kadar anlattın tamam da sen çocuğunu dışarı çıkarıyor musun derseniz, ben biraz şanslı görüyorum bu konuda kendimi. Üsküdar'da oturuyorum ve bir tanesi evin bitişiğinde olmak üzere, 1-2 km çapında bir alanda 6 tane park var. Ve Gökçe yazın en az 4-5 saatini, kışın da fırtına, yağmur olmadıkça ortalama 1 saatini parkta geçiriyor. Haftasonları da Özgürlük Parkı, Göztepe Parkı derken, epeyce kirlenip giriyoruz eve :)

Tabii ki imkanınız yoksa söylenecek bir şey yok ama bir çok anne-baba var ki kendi rahatını bozmamak adına çocuğu dışarı çıkarmak istemiyor. İşte sözüm onlara, elinizden geldiğince çocuklarınızın açık havada oynamasına imkan tanıyın...

Toplantının sonunda çocukların yanına döndüğümüzde, bizi harika bir sürpriz bekliyordu, Gökçe heyecanla yanıma geldi, elimden çekiştirerek "Anne sana sürpriz yaptım gel" diye sürükledi beni. Masada duran terraryumlardan üstünde ismi yazanı gururla gösterdi "ben yaptım senin için" dedi :) Aldığım en güzel, en anlamlı hediyeydi.

Günün sonunda eve vardığımızda epey kirli ama fazlasıyla mutluyduk... Bu güzel organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür ederiz...

Post Comment
Yorum Gönder